Page 27 - ASTTRO

öğretmenimiz önde biz arkada sırayla müzeye giriş

yaptık. Adımlarımızdan başka bir ses gelmiyordu.
Yüksek tavanlı genişçe koridorları olan bir yere

gelmiştik. Etrafta bazı yazlar vardı. “Taş Devri Bölümü”

önce burayı gezmeye başladık. Cam kafesler içinde
bir takım aletler vardı.

Öğretmenimiz:
— Çocuklar, insanların kullandığı en eski eser-

ler burada. İşte, bıçak olarak kullanılan bu araç, bu

da mızrak avlanmak için kullanılıyormuş, dedi ve
önümüze gelen diğer taş devri eserlerini bize ta-

nıttı. Eserler üç yüz bin, iki yüz bin sene öncesine
aitti. Günümüze yaklaştıkça eserler daha düzgün

şekillerle yapılmıştı. Bazıları parlaktı. Bunlar Cilalı Taş

Devri’ne aitmiş. Ne ilginç isimlerdi.
Taş devri salonundan sonra ilk uygarlıklar bölü-

müne geçtik. Burada “Sümer Uygarlığı Bölümü” yazısı

vardı. Sümerler de kim acaba, dedim içimden. Kori-
dorda yürümeye başlayınca büyükçe bir cam kafesin

önünde durduk. Cam kafesin içinde üstünde birtakım

çizgiler, işaretler olan bazı taşlar vardı. Taşlara bakıp
üstündeki işaretlerin ne olduğunu anlamaya çalışıyor-

dum. Bunlar Semra’nın dediği, kâğıt olmadığı için taşa

26