Page 59 - 2OKUMA
P. 59
KÖY OTOBÜSÜ
Köyden kente her sabah aynı saatte inen otobüs, öğlenden sonra
da aynı saatte kentten köye geri dönerdi. Özel aracı olmayanlar için
bu otobüs, onları köye götürecek tek taşıttı. Bu nedenle onu kaçırma-
ya gelmezdi. Biz de öyle yaptık. Zar zor da olsa otobüs kalkmadan
on dakika önce durağa gelmeyi başardık. Zar zor diyorum çünkü son
anda annemin ve babamın aklına gelenler hiç bitmedi.
Otobüs aynı yol üstündeki birkaç köyün tek otobüsü olduğu için,
cumartesi günleri durak hayli kalabalık oluyordu. Yine de otobüste
yer bulabildik. Bizden sonra gelen birkaç kişi ayakta yolculuk yap-
mak zorunda kalmıştı. Ben önce babamın yanına sıkışarak oturmaktan
hoşlanmadım. Kardeşim de annemin kucağındaydı. Boş bir koltuğu
gözüme kestirebilseydim… Yine de oturamazdım.
Bir ara yolda inen amcanın boşalttığı koltuğa yönelecek oldum,
babam hemen beni durdurdu: “Kızım; sen dur, teyze otursun.”
Boşalan koltuğa oturan teyze annemden biraz yaşlı bir kadındı.
O koltuğa göz diktiğimi anlamıştı. Soğuk bakışlarla süzdü beni. Ah,
biliyordum elbette! Ben küçüktüm!
Alıntı
59