Page 7 - OKUYARAK ANLAMA-4 Nahide Aydın 24.10.21
P. 7

UNUTULAN AĞAÇLAR


                 Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar köyün
           birinde bir evin bahçesinde çeşitli meyve ağaç-
           ları yaşarmış. Elma ağacı, kiraz ağacı, vişne, ce-

           viz ağaçları, ayva ağacı ve kayısı ağaçları var-
           mış. Evin sahibi her gün ağaçlarını, bin bir güç-
           lüklerle taşıdığı büyük boruları birbirine ekleyerek
           suluyormuş. Köyün suyu sık sık kesildiği için evin
           sahibi olan Yüksel Bey, bahçeye büyük bir kuyu

           açmış. Kuyudaki suyu, bir su motoru yardımıyla
           borularla ağaçlara ulaştırıyormuş. Her yıl ağaç-
           larını budar, ilaçlar ve gerekli bakımlarını yapmayı hiç ihmal etmezmiş. Köyün en

           güzel bahçesi onunmuş. Sabahleyin erkenden kalkar, yaşlı bedenine meydan
           okuyarak bahçesindeki ağaçların yabani otlarını temizler, diplerini toprağını ha-
           valandırırmış.  Yüksel  Bey'in  bahçesindeki  ağaçlar  da  onun  ilgisine,  sevgisine
           verdikleri ürünlerle karşılık verirlermiş. Sanki Yüksel Bey'e teşekkür ediyorlarmış.
           Kirazlar, vişneler kıpkırmızı olur dallarda sanki yılbaşı süsü gibi parlarmış. Kayısı-

           lar sarı sarı altın gibi ve kocaman yumurta büyüklüğünde olur ve tadına bakan
           mutlaka bir daha yemek istermiş. Ağaçlar hallerinden çok memnunmuş. Bir gün
           Yüksel Bey aniden hastalanmış. Şehirde yaşayan çocukları tarafından hastane-

           ye  yatırılmış.  Yüksel  Bey,  yatmaktan  nefret  edermiş.  Ağaçlarını  düşünmeden
           edemiyormuş. "Acaba kurudular mı?" diye düşünür dururmuş.
                 Elma ağaçları da sarı ve kırmızı renkleriyle sanki bahçenin gül demetiymiş.
           Ağaçlar birbiriyle konuşuyor, dertleşiyor ama yine de asla hallerinden şikayet
           etmiyorlarmış. Yüksel Bey'in gelmesini dört gözle bekliyor, onun sağlığından en-

           dişe ediyorlarmış. Evin giriş kapsıının önündeki sağlı sollu dikilen güller renga-
           renk açmışlar. Yüksel Bey ve eşinin gelişini güzel kokuları ve muhteşem renk-
           leriyle karşılamak ve onlara minnettarlığını göstermek istiyorlarmış. Yaşlı çam

           ağaçlarının boyları gökyüzüne uzanarak güzel meyvelere gölge yapıyormuş. Bir
           gün evin girişindeki demir kapı açılmış bütün ağaçlar gözlerini kapıya dikmiş-
           ler. Yüksel Bey'in çocukları gelmiş. Çocukları ve onların çocukları arabalarından
           inmişler, hep birlikte yoğun bir çalışma içine girmişler. Bütün ağaçlar sulanmış,
           güllerin kuruyan dalları budanmış, bahçedeki kuru otlar temizlenmiş. Yine bah-

           çe ve ağaçlar neşe içinde Yüksel Bey'in iyileşip yanlarına gelmelerini heyecanla
           beklemişler. Yüksel Bey'in gözü gibi sakındığı ağaçları, tamamen iyileşip döndü-
           ğünde onu coşkuyla ve mutlulukla karşılamışlar.





                                                        7
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12