Page 17 - OKUYARAK ANLAMA-4 Nahide Aydın 24.10.21
P. 17
AÇ GÖZLÜ ASLAN
Aslan, her gün olduğu gibi ormanda dolaşmaya çıkmış. Arada bir kükreyerek
etrafta bulunan hayvanları korkutup kaçırıyormuş. Bundan büyük bir zevk duyuyormuş.
Kendi kendine, ben ne heybetli bir hayvanım, herkes benden korkuyor, diye düşünü-
yormuş. Ormanda dolaşırken karnı yavaş yavaş acıkmaya başlamış. Akşama daha
çok var. Nasılsa karnımı doyuracak bir av bulurum, diye düşünmüş. Ormanda dolaş-
maya devam etmiş.
Dolaşırken ilk olarak karşısına bir ceylan yavrusu çıkmış. Epey bir mücadelenin ar-
kasından caylan yavrusunu yakalamış. Ceylan yavrusu, aslana yalvarmaya başlamış.
"Ben daha küçüğüm. Senin dişinin kovuğunu bile doldurmam. Senin gibi heybetli bir
krala daha büyük avlar layık." demiş. Aslan daha büyük bir av bulurum ümidiyle ceylan
yavrusunu bırakmış.
Aslan bir ara susadığını hissetmiş. Su içmek için yakınlarında bulunan nehre doğ-
ru hareket etmiş. Aslan, yaban öküzünü tam yakalamak üzereyken etrafında bulunan
yaban öküzleri boynuzlarıyla aslana saldırmışlar. Bakmış ki kendi canı tehlikede, hız-
lıca oradan ayrılmış. Ayrılmış ama karnı da epeyce acıkmış. Açlıktan yorgun ve bitkin
düşmüş. Bir an önce yiyecek bir şeyler bulmalıyım, diye aklından geçirmiş.
Akşam olmak üzereyken bir zürafayla karşılaşmış. Boylu poslu, bu tam ağzıma
layık bir av, diye düşünmüş. Sinsice yaklaşmış zürafaya. Yakalamak için atlamış züra-
fanın bacaklarına. Atlamasıyla tekmeyi yemesi bir olmuş. Zavallı aslan, oracıkta bayıl-
mış.
Kendine geldiğinde her tarafın karardığını görmüş. Aç ve bitkin bir halde kendi
kendine "Aaah, senin neyine! Azla yetinmedin, çoğu da bulamadın. Çoğa göz diker-
ken, az daha kendi canından olacaktın. Bu, bana ders olsun" demiş.
17